Okullarımız bizlerin geleceğidir. Bir milletin kalkınması, ancak eğitimine verdiği değerle ölçülür. Ancak son yıllarda eğitim sistemimizde karşılaşılan sorunlar, bu değerin göz ardı edildiğini göstermektedir. Yeni eğitim-öğretim yılının açılışıyla birlikte, eğitimin yükü hem öğrencilere hem de öğretmenlere daha da ağırlaşmıştır.
Öğretmenlerin seminer ve uyum çalışmaları aynı güne sıkıştırılırken, okulların bütçe yetersizliği sebebiyle kadrolu temizlik personeli istihdam edilemiyor. Bunun yerine, İŞKUR aracılığıyla geçici personel sağlanıyor; fakat bu da ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Dahası, proje kapsamında haftada yalnızca üç gün, asgari ücretin çok altında, 550 TL maaşla ve sigortasız olarak çalışacak temizlik personeli aranıyor. Bu durum, doğal olarak yeterli başvuru yapılmamasına yol açtı ve okullarımız kaderine terk edildi.
Bu terkediş, salgın hastalıkların hızla yayılabileceği bir ortam yaratıyor. Temizlik ve hijyenin sağlanamaması, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin sağlığını tehlikeye atıyor. Velilerin katkısı olmadan ayakta kalmaya çalışan okullar, her geçen gün daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.
Türkiye genelinde okullarımız zor günler geçirirken, bu sorunların çözümü ertelenemez. Çocuklarımızın geleceği, onların sağlıklı, temiz ve güvenli ortamlarda eğitim alabilmesine bağlıdır. Eğitime yapılan her yatırım, bir ülkenin geleceğine yapılan yatırımdır. Ancak bu konuda atılacak adımlar geciktikçe, çocuklarımızın eğitim kalitesi düşmekte ve toplum olarak kaybetmekteyiz.
Sonuç olarak, eğitime gereken önemi vermeyen bir milletin kalkınmasından bahsetmek mümkün değildir. Bu sorunların bir an önce çözülmesi, bütçesi ve personel desteği sağlanarak okullarımızın yeniden işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, eğitimde ihmal edilen her gün, çocuklarımızın ve dolayısıyla ülkemizin geleceğini tehlikeye atmaktadır.