SAĞLIK
Giriş Tarihi : 03-10-2023 10:02

Polikistik over sendromu üreme çağında olan her 10 kadından birinde görülüyor

Uzmanlar, üreme çağında olan her 10 kadından birinde görülen polikistik over sendromu (PKOS) hastalığının en önemli belirtilerinin adet düzensizliği, tüylenmede artış, akne, ve erkek tipi saç dökülmesi olduğunu vurguluyor. Polikistik over sendromunda ayrıca uyku bozuklukları, anksiyete ve depresyon da görülebiliyor..

Polikistik over sendromu üreme çağında olan her 10 kadından birinde görülüyor

Uzmanlar, üreme çağında olan her 10 kadından birinde görülen polikistik over sendromu (PKOS) hastalığının en önemli belirtilerinin adet düzensizliği, tüylenmede artış, akne, ve erkek tipi saç dökülmesi olduğunu vurguluyor. Polikistik over sendromunda ayrıca uyku bozuklukları, anksiyete ve depresyon da görülebiliyor.
Polikistik over sendromu (PKOS), hastalığı üreme çağındaki her 10 kadından birinde görülüyor. Uzmanlar, kadınlarda görülmeye başlanan adet düzensizliği, tüylenmede artış, akne, erkek tipi saç dökülmesinin hastalığın en önemli belirtilerinden olduğunu vurguluyor. Ergenlik döneminde ciddi kilo artışıyla birlikte yakınmalar daha da arttığı belirtilirken, PKOS’da ayrıca uyku bozuklukları, anksiyete ve depresyon da görülebiliyor. Metabolik sendroma neden olan hastalık, insülin direncine, kalp hastalıklarına ve rahim içi kanserine yol açabiliyor. Konuya ilişkin Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru değerlendirmede bulundu. Detaylı bilgiler veren Prof. Dr. Buyru, polikistik over sendromu olan kadınların çocuk sahibi olabileceğini de ifade etti.
PKOS’un uzun yıllardır bilinmesine rağmen kesin bir tedavisinin olmadığını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, "Teşhisinde birtakım soru işaretleri, doktordan doktora değişen birtakım değerlendirme ya da tanı farklılıkları olabiliyor. Örneğin ergenlik döneminde çok sayıda genç kıza gereksiz yere polikistik over sendromu tanısı konabiliyor. Çünkü bu dönemde normal olarak karşımıza çıkan tüylenmede artış, adet düzensizliği ya da ultrasonografide yumurtalıklarda çok fazla sayıda yumurta bulunması gibi normal olabilecek belirtiler PKOS diye nitelendirilebiliyor. Buna yönelik tedaviler verilebiliyor. Ergenlik dönemindeki en büyük problem adet düzensizliğinden ziyade bu genç kızlarda ortaya çıkabilecek obezite ve metabolik sendrom dediğimiz bütün yaşamı boyunca problem olabilecek birtakım sorunların bu dönemden itibaren başlaması" dedi.

"Hayat boyu sürecek hastalıkla karşı karşıya olunduğunun bilinmesi gerekiyor"
Prof. Dr. Buyru, "Çocuk istediğinde gebe kalamayabiliyor, yumurtlama problemi ile karşı karşıya olduğu için yumurtalıkları uyarıcı ilaç kullanılması gerekiyor. İleriki dönemde adetleri düzenli hale gelse bile kilosuna, yaşam biçimine dikkat etmezse rahim içi kanser riski, gebe kaldıklarında gebeliğe bağlı şeker hastalığı çıkma olasılığı çok fazla. İleriki yaşamında menopozda ya da sonrasında şeker hastalığına, kalp hastalığına ve rahim içi kanserine yakalanma riski daha fazla PKOS’lu kadınlarda. Bu nedenle bu risklerden kaçınmak için ilaçla bir takım destekler alınmalı ve yaşam biçimine, kilosuna, artı şekerine dikkat etmeli. Hayat boyu sürecek hastalıkla karşı karşıya olunduğunun bilinmesi gerekiyor" diye konuştu.

"Polikistik over sendromu olanlar çocuk sahibi olabilir"
Prof. Dr. Faruk Buyru, çocuk sahibi olamayan çiftler arasında en şanslı olanların polikistik over sendromu olan kişiler olduğunu belirterek "Polikistik over sendromunda ağızdan alınacak bazı tedavilerle veya iğne şeklinde uygulanacak birtakım yumurtalıkları uyarıcı tedavilerle gebe kalınması mümkün olabilir. Sorunun kaynağına inip yumurtlama problemini çözünce tüp bebek gibi bir tedaviye kesinlikle gerek olmuyor. Öncelikle uygulanması gereken kadının tüplerinde problem yoksa, eşinde problem yoksa, yumurtalıkları uyarıcı tedavi; ki bu uzun yıllardır son derece ucuz ve basit bir tedavi olarak uygulanıyor" ifadelerini kullandı.

"Ergenlik döneminde polikistik over sendromu tanısı koyarken çok dikkatli olmak gerekir"
Tanı kriterlerini açıklayan Prof. Dr. Faruk Buyru, "Tanı kriterlerinde kadının seyrek adet görmesi ve ilaç kullanmadan adet görememesi gibi bir problem var. İkincisi erkeklik hormonun artışına bağlı tüylenme, akne, ciltte sivilce ve erkek tipi saç dökülmesi var, üçüncüsü de ultrasonografi ile tespit edilen yumurtalıkların polikistik over görünümü yani yumurtalıklarda çok sayıda minik minik yumurta taslaklarının bulunması. Bu üç kriterden ikisini taşıyorsa PKOS tanısı konulabiliyor. Ama ergenlik döneminde bu problemler olabiliyor. O dönemde normal olarak karşımıza çıkan belirtiler bunlar. Bu nedenle ergenlik döneminde polikistik over sendromu tanısı koyarken çok dikkatli olmak gerekir; bunların üçü birden olmalı yani seyrek adet görme , tüylenme, artı yumurtalıklarda PKOS görünümü olmalı" dedi.

"Haftada 3 gün düzenli egzersiz yapmak da hastalıkla başa çıkmak için önemli"
Polikistik over sendromunda egzersizin ve kilo vermenin ilaç kadar önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Faruk Buyru, "Kilo problemini ve insülin direncini çözüp, yaşam boyu birtakım önlemlerle hastalıkla başa çıkılabilir. Yaşam biçimi önemli. Karbonhidrattan uzak durmak, sadece şeker tüketimi değil karbonhidrat içeren meyvesinden hamur işlerine kadar hepsini kapsıyor. Haftada 3 gün düzenli egzersiz yapmak da hastalıkla başa çıkmak için önem taşıyor" şeklinde konuştu.

"Bu hastalığın tedavisinde cerrahinin yeri yok"
Polikistik over sendromunun tedavisinde cerrahinin yeri olmadığını ifade eden Prof. Dr. Faruk Buyru, "Hastalığın adında kist olmasına rağmen burada gerçek bir kist söz konusu değil. Çok sayıda, 7-8 milimetre çapında, follikül dediğimiz, yumurta içeren oluşumlar var. Normalde bunlardan her ay bir tanesi büyüyüp, içindeki yumurta atılıyor ve döllenme olursa da gebelik gerçekleşebiliyor. Burada ise çok sayıda yumurta taslağı olmasına rağmen olgunlaşma ve yumurtlamada problem var. Bu problem ilaç kullanarak rahatlıkla çözülebiliyor. Adında kist olan bu hastalığın tedavisinde cerrahinin yeri yok ve tedavi hastanın tüylenme, gebe kalamama veya seyrek adet görme gibi problemlerin çözümüne yönelik ilaçlar. İlaçlar kullanıldığı sürece etkili ve ilacı bırakınca büyük olasılıkla şikayetler tekrar ortaya çıkıyor. Burada da yaşam biçimi, diyet, egzersiz devreye giriyor" dedi.