SİYASET
Giriş Tarihi : 26-04-2021 21:08

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biden, mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD Başkanı Biden, 24 Nisan günü yayımladığı bir mesajda coğrafyamızda bir asırdan daha uzun süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biden, mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

"Bizleri, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan ramazan ayı ile buluşturan Rabbimizin, bayrama da aynı şekilde hepimizi sağlıkla afiyetle huzurla eriştirmesini niyaz ediyorum." diyen Erdoğan, geçen hafta kabinede bazı değişiklikler yaptıklarını hatırlattı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını hem ikiye böldüklerini hem de iki yeni isme burada görev verdiklerini anımsatan Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını Prof. Dr. Vedat Bilgin'in yürüteceğini ifade etti.

Ticaret Bakanlığı vazifesini Mehmet Muş'un devraldığını hatırlatan Erdoğan, "Kendilerine bir kez daha Kabine'mize hoş geldiniz diyor, Rabbimden başarılar diliyorum." dedi.

Görevlerini devreden Zehra Zümrüt Selçuk ve Ruhsar Pekcan'a yaptıkları hizmetler için şükranlarını sunan Erdoğan, "Bu arkadaşlarımızla ilgili sosyal medyada yürütülen linç kampanyalarını kınıyorum. Ülkemize hizmet eden herkes gibi bu arkadaşlarımızı da hep şükranla hatırlayacak, gerektiğinde birikimlerinden istifade etmeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.

<br class="k-br" />

 

Erdoğan, bugün Kabine Toplantısı öncesinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı misafir ettiklerini kaydederek, Tatar ile görüşmelerinde ikili iş birliği konularını, yarın Cenevre'de gerçekleştirilecek "gayriresmi 5+1 Birleşmiş Milletler" toplantısını ele aldıklarını aktardı.

Tatar'ın Cenevre'de, Kıbrıs Türk halkından aldığı destekle egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm vizyonunu gündeme getireceğini dile getiren Erdoğan, "Türkiye olarak biz de bu vizyona tam destek vereceğiz. Özellikle Kıbrıs'ı çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyen, Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimizi ambargolarla yıldırmaya çalışan zihniyete müsamaha göstermeyeceğiz. Toplantının sonucu ne olursa olsun Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Gazalarının mübarek olmasını diliyorum"

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kara ve hava unsurları ile PKK/YPG terör örgütünün Kuzey Irak'taki fesat yuvalarına karşı kapsamlı bir operasyon başlattığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye, sınırları dışından ve içinden maruz kaldığı terör saldırılarına karşı 2015 yılından itibaren terörle mücadelesinde yeni bir konsepte geçmiştir. Artık teröristlerin burnumuzun dibine kadar gelip eylem yapmasını beklemeden terör örgütlerini inlerinde bulup yok etme stratejisi ile hareket edeceğimizi tüm dünyaya duyurduk. Bu doğrultuda hem sınırlarımız içinde hem de sınırlarımız ötesinde terör örgütlerine yönelik, tarihlerinde görülmemiş ağır darbeler indirdiğimiz operasyonlar yürüttük, harekatlar gerçekleştirdik. Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım adı verilen son operasyonlarımız da işte bu amaçla yürütülmektedir. Operasyonlarımızda görev alan kahraman askerlerimizin her birini alınlarından öpüyor, gazalarının mübarek olmasını diliyorum. Cumartesi günü hareket merkezine bağlanarak askerlerimize terörle mücadeledeki kararlılığımız ile başarı temennilerimizi ifade ettik. Irak ve Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinin tacizinden tamamen kurtardığımız gibi inşallah sınırlarımız ötesinde de herhangi bir terör oluşumuna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Her ne kadar bu konudaki hassasiyetlerimizi ve kararlılığımızı hala anlamayanlar varsa da biz, sahada ve masada yürüttüğümüz mücadele ile hakikatleri herkese kabul ettireceğiz."

 

Operasyonda 2 şehidin olduğunu belirten Erdoğan, "2 şehidimize de Allah'tan rahmet diliyorum, mekanları inşallah cennet olsun. Yaralılarımız, onların da ağır bir durumu söz konusu değil. Rabbimden kendilerine şifalar diliyorum." dedi. 

"Acıların yarıştırılmasını insani bulmuyoruz"

Suriye'de sınırların dibinde bir terör oluşumu peşinde koşanların da er geç bu gerçeği göreceklerine inandığını dile getiren Erdoğan, "Biz, kimin ne dediğine, kimin kiminle yürüdüğüne bakmadan, ülkemizin ve milletimizin bekası için ne gerekiyorsa onu yapmayı sürdüreceğiz. Allah, Türkiye'nin ve onun göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, kahraman Mehmetçiğimizin yar ve yardımcısı olsun." ifadelerini kullandı.

Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesi

ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelediği açıklamasına da değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"ABD Başkanı Biden, 24 Nisan günü yayımladığı bir mesajda coğrafyamızda bir asırdan daha uzun süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi ve hukuki temeli olmayan bu ifadeler, milletimizin her ferdi gibi bizi de ziyadesiyle üzmüştür. Açıklamadaki ifadelere radikal Ermeni çevrelerin ve Türkiye karşıtı grupların baskısıyla yer verildiğini düşünüyoruz ancak bu durum, ortaya çıkan tablonun iki ülke ilişkileri üzerindeki yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmıyor. Türkiye olarak tarihte yaşanan acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesinlikle insani bulmuyoruz ama şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak, vicdanı müsterih, kalbi mutmain çıkacak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz. Amerika ve Avrupa başta olmak üzere bize 'soykırım' ithamını yönelten çevrelerin hepsi de böyle bir mukayese sonrasında insan içine çıkamayacak hale gelecektir. Esasen son 2 asırda en büyük sivil can kayıpları ve buna bağlı nüfus hareketleri Osmanlı coğrafyasında, yani bizim vatanımızda olmuştur."

"İstismara müsait malzeme değil"

Osmanlı'nın Balkanlar'dan Kafkaslar'a uzanan topraklarındaki nüfusunun neredeyse yarıya yakınını oluşturan 10 milyon insanın yarısının ölüm, yarısının ise sürgün acısı yaşadığına dikkati çeken Erdoğan, "Bunu biz söylemiyoruz, bizzat Batılı tarihçiler ifade ediyor. Dikkat ederseniz bu 10 milyon insanla ilgili ne silahlı bir çete fotoğrafı ne geride bıraktıkları kanlı izler ne utanç verici başka hangi bir hikaye göremezsiniz, bulamazsınız." dedi.

 

Bu insanlarla ilgili anıtlara, lobilere, meclis kararlarına ve haklarının aranması anlamına gelecek bir faaliyete de rastlanmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sadece dedelerin torunlarına yürekleri burkularak, gözlerinden akan yaşlara engel olamayarak anlattıkları acı hatıraları vardır. Çünkü bu insanlar Türk'tür, çünkü bu insanlar Müslüman'dır. Dolayısıyla Batılının gözünde istismara müsait malzeme değildir. Millet olarak bugüne kadar kendi acılarımızı istismar aracı haline getirme gibi bir zihniyetle hareket etmedik. Bizim acılarımızı kalbimize gömüp sadece ileriye bakma erdemimizi, sanıyoruz bazıları yanlış anlıyor. Buna göre bizim de Batı'da Balkanlar'ın kaybından, Doğu'da uğradığımız işgallerin hesabına, güneyimizde bize verilip tutulmayan sözlere kadar kapsamlı bir muhasebe yapıp ortaya çıkan faturayı da muhataplarımızın önüne koymamız gerekiyor. Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana'dan Antep ve Maraş'a, İzmir'den Afyon'a, İstanbul'dan Çanakkale'ye, Kars'tan Artvin'e kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter. Aynı yaklaşımı tüm mazlum toplumların, coğrafyaların da göstermesi halinde ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bilebilir. Batı'nın Ermeni meselesindeki tutumu ve terör örgütlerine karşı sergiledikleri riyakar tavrın sonu işte bu yola çıkıyor."

"Ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık"

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı millete sesleniş konuşmasında, "Tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılması bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin kendi arşivlerini tamamen bu komisyonun araştırmalarına açma taahhüdünde bulunduklarını ancak muhataplardan yine ses çıkmadığını dile getiren Erdoğan, "Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçeklerin peşinde koşmak yerine meseleyi ısrarla siyasi zemine taşıması işin aslını göstermeye zaten tek başına yeterlidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde ve dünyada bu konuda hala kafası karışık olanlar için meseleyi özetle anlatmak istiyorum." ifadelerini kullanarak, Anadolu'nun ecdadın yönetiminde asırlar boyunca farklı kökenden ve inançtan insanın huzur içinde yaşadığı bir coğrafya olduğunu söyledi.

Pek çok toplum gibi Ermenilerin de bu dönemde dini özgürlüklerini kazandıklarını ve sosyal statülerini güçlendirdiklerini anlatan Erdoğan, tarihe 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış ikliminin sürdüğünü hatırlattı.

Osmanlı'nın son döneminde ülkedeki pek çok kesimin batılılar tarafından tahrik edilerek, cesaretlendirilerek ve silahlandırılarak ayaklandırıldığını dile getiren Erdoğan, "Bugün üzerinde çok sayıda devletin yer aldığı Balkan toprakları işte bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden koparılmıştır. Doğuda da aynı senaryo Çarlık Rusya'sının da iştirakiyle Ermeniler üzerinden oynanmıştır." diye konuştu.

"Sivil Türk ve Kürt nüfus Ermeni çeteler tarafından katledilmişlerdir"

Erdoğan, I. Dünya Savaşı'na kadar 40 civarında isyan çıkartan Ermeni çetelerin bu dönemde kontrolden çıkarak büyük katliamlara yöneldiklerini anlatarak, "Batılıların siyasi ve ekonomik, Rusların da askeri desteğiyle palazlanan Ermeni örgütleri köyleri ve şehirleri basıp önlerine gelen herkesi kadın çocuk ihtiyar demeden öldürmüşlerdir. Mensuplarının toplamı 150 bin ile 300 bin arasında ifade edilen bu çeteler topraklarımıza saldıran Rus ordusunun saflarında da aktif olarak bize karşı savaşmışlardır. Van'dan Kars'a, Erzurum'dan Anadolu içlerine kadar pek çok yerde sayıları milyonla ifade edilen, tamamı sivil Türk ve Kürt nüfus Ermeni çeteler tarafından katledilmişlerdir." dedi.

"Peki 24 Nisan'da ne olmuştur?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında 24 Nisan'da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 tarihi sadece Osmanlı devletinin savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten Taşnak, Hınçak ve Ramgavar gibi örgütleri kapatıp 235 yöneticisini tutukladığı gündür. Daha ortada ne Sevk ve İskan Kanunu ne de bunun uygulaması olmadığı için yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu dünyadaki genel uygulamaya paralel şekilde bu tarihi kendi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de gerçekte bu tarihte ne olduğunu bilmemize rağmen Ermeni toplumunun tercihine saygı duyarak kendilerine bir süredir acılarını paylaşan mesaj gönderiyoruz. Osmanlı devletinin 24 Nisan'da yaptığı bu tutuklamaların ardından 27 Mayıs'ta Sevk ve İskan Kanunu çıkartılmış, 1 Haziran'da da uygulamasına geçilmiştir. Yapılan işlem muhtemel bir tehdide veya tehlikeye değil, bilfiil yürüyen bir isyana ve artarak süren katliamlara karşı alınmış bir tedbirdir."

 

"Sadece masum ve savunmasız insanları katletmişlerdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarihlerin Osmanlı devletinin Çanakkale başta olmak üzere pek çok cephede tarihi bir mücadele yürüttüğü döneme tekabül ettiğine dikkati çekerek, "Genel seferberlik sebebiyle eli silah tutan erkeklerin hemen tamamı cephede olduğu için geride sadece savunmasız kadınlar, çocuklar, yaşlılar kalmıştır. Ermeni çeteleri Türk ordusuyla veya şehirlerini koruyan silahlı Türk milisleriyle çatışmamış, sadece masum ve savunmasız insanları katletmişlerdir." diye konuştu.

Van'ın Zeve Köyü'nde yaşayan 2 bin 500 sivilin tamamının tek bir fert hayatta bırakılmaksızın Ermeni çeteciler tarafından şehit edildiğini söyleyen Erdoğan, sadece Muş'ta 1 yıl içinde 20 bin vatandaşın katliama maruz kaldığını ifade etti.

Hızlarını alamayan Ermeni çetecilerin Trabzon civarındaki Rum ve Hakkari'deki Musevi Osmanlı vatandaşlarını da topluca öldürmekten çekinmediklerini anlatan Erdoğan, "Şayet ortada tarafların karşılıklı savaşmış olmalarından kaynaklanan bir kayıp olsa, bu da bir yere kadar anlaşılabilir. Ama tekrar ediyorum Ermeni çeteleri sadece Anadolu'da savunmasız sivil Türkleri ve Kürtleri, Kafkasya tarafında da Çerkezleri katletmişlerdir. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamları ve yüz binlerce insanı göçe zorladıklarını övünerek anlatmışlardır. Bununla ilgili pek çok belge bölge ülkelerinin arşivlerinde mevcuttur. Osmanlı devleti, çıkardığı Sevk ve İskan Kanunu'yla bu katliamları gerçekleştiren çetelerin dayandığı Ermeni nüfusu geçici olarak başka bölgelere gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar ülkedeki tüm Ermenileri değil, sadece çete saldırılarının yoğun olduğu yerlerdeki Ermeni nüfusu kapsamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Çıkarılan kanunla yeri değiştirilen Ermeni nüfusun sayısı konusunda da pek çok tezviratın ortada dolaştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"1. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusun toplamı 1 milyon 300 bin olarak kayıtlarda yer alıyor. Şu anda ben belgeyle konuşuyorum, Sayın Biden gibi konuşmuyorum. Biden neye dayanarak, nasıl konuşuyor bilmiyorum. 1 milyonun üzerinde şu anda arşivlerimizde belge var. Buyursunlar, gelsinler, belgeleri incelesinler. Acaba Amerika'nın arşivlerinde ne kadar bu konuda belge var veya varsa bu belgeleri açabiliyor mu? Avrupa'da var mı, varsa açabiliyor mu? Biz 'hodri meydan' diyoruz ama bugüne kadar bizim bu çağrılarımıza cevap veremediler. Şu anda bu nüfusun yaklaşık 350 bini savaş döneminde Rus topraklarına geçmiştir. İran'a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Dolayısıyla sevk ve iskana tabi tutulanların sayısı Amerika'nın kendi raporlarında bile en fazla 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha da azdır. Osmanlı'nın Ermeni nüfusu yer değiştirme işlemi sırasında salgın hastalıktan, asayiş sorunlarından veya güvenlik güçleriyle çatışırken hayatını kaybedenlerin sayısı ise 150 bini ancak bulmaktadır. Elbette bu 150 bin kişinin her biri bir candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların bir sıfır ilaveyle abartıldığını bizzat Ermeni tarihçilerin ve siyasetçilerin kendileri de itiraf ediyor. Yine Ermeni tarihçiler, kayıpların çoğunun cephedeki savaşlarda yaşandığını da belirtirler."

"Sadece bize husumet göstermekle kalmıyor, bilime de ihanet ediyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer soykırım diyorsanız şöyle kendinizi aynaya bakıp bir değerlendirmeniz lazım." dedi. 

İstanbul'daki Ermeni nüfusu bir ara 650 bine yaklaştığını belirten Erdoğan, şunları aktardı:

"Herhalde insanlar soykırıma uğratıldıkları yere gönüllü olarak geri dönmezler. Bütün gerçekler ortadayken, kalkıp da Türk'e, Türk milletine 'soykırım' yaftasını yapıştıramazsınız. Ermeni iddialarıyla ilgili ortada herhangi bir somut delil olmadığı gibi uluslararası mahkeme kararı da mevcut değildir." 

Erdoğan, "Amerika ve Avrupa ülkeleri, tarihi arşiv belgeleriyle konuşmaktan kaçanların safsatalarının, iftiralarının, yalanlarının yanında yer alarak sadece bize husumet göstermekle kalmıyor, bilime de ihanet ediyorlar." ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir asır önceki hayallerin bir benzerinin, Ermeni örgütlerinin bıraktığı yerden son 40 yıldır PKK terör örgütü vasıtasıyla hayata geçirilmeye çalışıldığının da farkında olduklarını belirtti. 

Erdoğan, Ermeni çevrelerin soykırım yalanının üzerine bu derece abanmalarının sebeplerinden birinin de yaklaşık 1,5 asırdır yaptıkları kıyımlardan ve ihlallerden sorumlu tutulma korkuları olduğunu söyledi. 

"ASALA terör örgütünün gerçekleştirdiği saldırıları unutmadık"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"ASALA terör örgütünün özellikle 1970'li yıllarda diplomatlarımıza, yani elinde silah olmayan sivil kamu görevlilerine karşı gerçekleştirdiği saldırıları unutmadık, unutmayacağız. Bu alçak eylemlerde hayatlarını kaybeden diplomatlarımızın katillerinin nasıl korunduğunu, cezaevlerinden nasıl salıverildiğini gayet iyi biliyoruz." 

"Her ne şekilde kurulmuş olursa olsun Ermenistan devletiyle de iyi komşuluk esasına dayalı bir ilişki tesis etmek istiyoruz." diyen Erdoğan, "Bunun için son 16 yıldır fedakarlığı hep bizim yaptığımız adımlar attık, maalesef bu adımlarımıza samimi bir karşılık bulamadık." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son gelişmelerin üzerine tuz biber olan 24 Nisan açıklamasıyla artık Türk-Amerikan ilişkileri bu seviyesinin de çok gerisine düşmüştür." ifadelerini kullandı.

"Vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz"

Erdoğan, Kovid-19'la mücadeleye ilişkin, "Avrupa'nın açılma sürecine girdiği bir dönemde, bizim geride kalmamak için vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz. Aksi takdirde, turizmden ticarete ve eğitime kadar her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olacaktır." diye konuştu.

"29 Nisan'da 17 Mayıs'a kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz"

Erdoğan, alınan yeni tedbirlere ilişkin, şunları aktardı:

"29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00'dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00'e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz. İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen istisna tutulan kuruluşlar hariç, tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir. Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları yüzde 50 kapasiteyle çalışabilecek. Konaklama tesislerindeki rezervasyonlar, sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecektir. Anaokulu, kreş, 8'inci ve 12'nci sınıflar dahil, tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek, tüm sınavlar ertelenecektir. Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak, diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet vermeyi sürdürecektir. Sürecin hedeflediğimiz sonuçları verebilmesi için kurallar en sıkı şekilde uygulanacak, tedbirlerin istismarına izin verilmeyecektir."

Erdoğan, "Salgın başladığından beri filyasyon ekipleriyle yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın aşılarına başlanacağının müjdesini vermek istiyorum." dedi.